Site İçi Arama

KENT DİNDARLIĞI

İslamiyet hoşgörü ve iyilik telkin ederken, Şeyh Galib’den Taliban’a nasıl geldi? Kaybedilen bu düzlemin sebepleri tam olarak neler? Dindarlık kır ile kent arasında ne gibi değişikliklere uğradı? Halen uğramaya devam ediyor mu? Çağın gerektirdiği gibi bir Müslümanlık yaşamak mümkün mü? Değilse, neden mümkün değil? Bu ve bunun gibi mühim sorulara yanıt arıyor Mehmet Altan. Güncelliğini uzun zaman koruyacağa benziyor dindarlığın boyutları da...Devamı...


 

Süreli Yayınlar

 Prizma Yazıları Star Pazar Yazıları - Kanatlı Karınca
 Infomag Yazıları Bloomberg Businessweek Yazıları
 Sabah Gazetesi Yazıları Sabah Gazetesi-Pazar Yazıları
 Mehmet Altan-Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu  Türkiye'de İktidar Dergisi
 gazete360 Yazıları Özgür Düşünce Yazıları

 Süreli Yayınlar > gazete360 Yazıları > Ergenekon’un ayakkabı kutuları…

Ergenekon’un ayakkabı kutuları…

Dünyadan Türkiye’ye doğru haber yelpazesini dikkatlice bir taradım.


Garip bir şekilde onca yolcusuyla kaybolan Malezya uçağı…


Kırım’da Rusya ve Ukrayna taraftarı gösteriler…


Yüzlerce yıldır ezilen kadınların 8 Mart’taki her yandan yükselen çığlıkları…


San Salvador’da başkanlığa yürüyen eski gerilla lideri…


Irak Lideri Maliki’nin Fransız televizyonuna verdiği özel röportajda Suudi Arabistan’ı ve Katar’ı çok ağır şekilde suçlaması…


xxx


Bir zaman önce parıltılı gibi görünen Türkiye havı dökülmüş havluya dönmüştü.
Başbakan Erdoğan’ın artık çekinmeden peş peşe sıralamayı alışkanlık haline getirdiği yalanları Beyaz Saray’ın web sitesinden, tüm dünyanın görüp duyabileceği düzeyde yalanlanıyor, Amerikan medyası Obama’nın Erdoğan’ı azarladığını yazıyordu.


Başbakan’ın ‘youtube ve facebook’u’ kapatma tehdidi ise tüm dünya televizyonlarında alt yazı olarak geçmekle kalmadı, Türkiye’nin siyasal iktidar tarafından hangi ölçülerde oksijensiz bırakılmak istendiğini de ispatladı. İran Cumhurbaşkanı Ruhani ise tam tersini yapıp ülkesindeki yasakları kaldıracağını açıklamaktaydı.


xxx


Siyasal iktidarın ‘yolsuzluk ve rüşvet’ soruşturmasını örtmek için 25 Aralık’ta yaptığı ‘yargı darbesi’ ise genişleyip derinleşerek devam ediyordu.


Hükümetin bu darbe sonrasında meşruiyetini yitirmesi ittifaklarını da değiştirmişti.


‘Milli ordumuza kumpas kurdular’ söylemi kendi yolunu yapıyor, müebbet hapse mahkûm olan eski Genelkurmay Başkanı, cezası Yargıtay tarafından tasdik edilmediği için tahliye oluyor, kendisi 1. Ordu Komutanı tarafından karşılanıyor, Oruç Reis Gemisi üzerindeki konuşmalarına benzer bir söylemle faaliyetlere girişmekte beis görmüyordu.


Gidişata bakılır ise evdeki paralar gibi Ergenekon da ‘sıfırlanma’ aşamasındaydı.


xxx


Bırakın Ergenekon, Balyoz sanıklarıyla mahkûmlarını, boğaz keserek adam öldürenler de ‘17 Aralık’ sonrası iltifata mazhar kişiler kabilinden salıveriliyor, Hrant Dink cinayeti aktörleri de serbest bırakılıyordu.


Ayakkabı kutularındaki 4,5 milyonu, yatak odasındaki kasaları, para sayma makinelerini, onca belgeyi, onca tapeyi unutturabileceğini sanan siyasal iktidar, gayrimeşru yargı darbesinden sonra yeni bir koalisyonun kapısını çalmıştı.


Bugüne kadar siyasal iktidarı boyunca ‘askeri vesayeti’ geriletmeyi en büyük övünç kaynağı yapan AKP, şimdi Ergenekon ve Balyozcularla kol kola girip, olup biteni komplo olarak nitelemekten utanmayacak bir noktaya gelmişti.


Bu yeni ittifak adına Ergenekon’u da ayakkabı kutusunda kaybedebileceğine inanmış gözüküyordu.


xxx


Kısa vadede Türkiye öngörülebilir bir ülke olmaktan çıktı.


Seçimlere kadar neler yaşanabileceğini kimse kestiremiyor.


Başbakan’ın burayı tüm kuralları yok ederek yönettiğini, mahkûmiyetlerden futbola, medyadan arazi alımlarına kadar her yere büyük bir fütursuzlukla ve sürekli suç işleyerek müdahil olduğunu gözler önüne seren kasetler dünyasında daha neler var, neler çıkabilir, bilinmiyor.


Ayrıca büyük bir psikolojik savaş halindeki yerel seçim sonuçları da tahmin edilemiyor...


Siyasetin daha sonra nasıl şekilleneceği de...


xxx


Ama kesin bir gerçek var...


Ergenekoncular, Balyozcular, ayakkabı kutucuları, kör bıçakla insan doğrayanlar, tüm olup bitene göz yumanlar, hırsızlığı, yolsuzluğu, suç işlemeyi görmezden gelmek için yırtınan dalkavuklar ne yaparsa yapsın, Türkiye’de bir dönem bitti.


Askeri vesayet gibi siyasal İslam da büyük bir utançla iflas etti.


Bu çöküşün üzerini ‘Latin Amerika tipi’ bir faşizmle örtmek mümkün değil.


İktidar bunu denemeye teşne gözüküyor ama bu tür bir girişim yeni belalar açmaktan başka işe yaramaz.


xxx


Türkiye’nin bundan sonraki döneminde ne laik ne de dinci ‘İttihat Terakki’cilere’ yer yok…


Başbakan’ın Türkiye’yi tüm dünyaya rezil eden yalanlarına, abrakadabra yöntemiyle suçları yok edilmeye çalışılan Ergenekon’a ve ortalığa bırakılan ölüm çetelerine rağmen bu gidişat yol alamaz.


Türkiye yenilenmek, tazelenmek, demokratik bir devleti yeniden inşa etmek zorunda.
Bakalım Erdoğan bunu görmemek için hangi noktaya kadar direnecek, ülkeyi ve toplumu daha hangi noktalara kadar yaralamaya devam edecek?


10.03.2014


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.

E-posta : info@mehmetaltan.com

VB#Turk Yazılım ve Bilgisayar desteği ile sizlere ulaşmaktadır.