Site İçi Arama

KENT DİNDARLIĞI

İslamiyet hoşgörü ve iyilik telkin ederken, Şeyh Galib’den Taliban’a nasıl geldi? Kaybedilen bu düzlemin sebepleri tam olarak neler? Dindarlık kır ile kent arasında ne gibi değişikliklere uğradı? Halen uğramaya devam ediyor mu? Çağın gerektirdiği gibi bir Müslümanlık yaşamak mümkün mü? Değilse, neden mümkün değil? Bu ve bunun gibi mühim sorulara yanıt arıyor Mehmet Altan. Güncelliğini uzun zaman koruyacağa benziyor dindarlığın boyutları da...Devamı...


 

Kitap Tanıtımları

 Puslu Demokrasi Kent Dindarlığı
 Sarayı Yıkalım Muş'ta Meryem Olmak
 Kürtler Şeytan Soyundan mı? Küresel Vicdan
 Cami Kışla Parantezinde Türkiye  

 Kitap Tanıtımları > Küresel Vicdan > Küresel vicdan

Küresel vicdan

Mehmet Altan’ın okurlarıyla buluşan yeni kitabında anlattığı, insanlığın yüreğinin mercek altına alınması ve insancıl boyutun evrenselleştirilmesiyle ilgili düşüncelerini doğrusu çok merak ediyorum.

 

Prof. Dr. Mehmet Altan (Çetin Altan’ın oğlu) vicdanın sorgulanması gerektiğini söylerken yola çıktığı değerler arasında hümanist düşünce ve yorumlara da başvuruyor.

 

Sayın Altan’ın vicdanın gerçekten sorgulanmasına kapı aralayacak çalışmasını önemsiyorum. Zira vicdanlarını etik değerleri ters yüz edip, tarihsel özgeçmişi irdelemeyip çal kalem yazan yazarların da sol memelerinin altında kımıltılar yaratacağını ümit ediyorum.

 

Vicdan bir sağduyu...

 

Vicdanın olmadığı yerde yüz karası yaşantıların gelişip serpildiğini yaşayıp görüyoruz.

 

Gurbetteki emekçinin alın terini deniz fenerleri adı altında çalanların...

 

On üç yaşındaki genç bir kıza para karşılığına tecavüz eden ve sayıları yirmi sekizi bulan alçakların giydikleri hükümden cezalarının Yargıtay tarafından indirilmesi...

 

Çocuklarının annesini delik deşik eden sarhoş babaların yaşadığı bir düzende psikologların ve sosyologların işsizler ordusu içinde yer alması, vicdan denen sağduyu mekanizmasının işlerliğini kaybettiğini göstermiyor mu?

 

Kendi ülkesindeki iç sorunlar dururken başka ülkelerin iç işlerine karışıp kahraman olmak isteyenler vicdan denen değeri düşünmemizi gerektirmiyor mu?

 

Bu saydıklarım elbette ülkemizdeki kayıp vicdan üzerine.

 

Peki devlet vicdanı?

 

Devlet vicdanını da 7.2 şiddetinde birer kum kuleleri gibi devrilip giden konutları görerek değerlendiriyoruz. Zira devlet suçlu ve hayati önem arz eden konutların kontrolünü yapmaktan uzak veya aciz!

 

Ya kapitalizmin doruğu emperyalist vicdan?

 

 

Halklarını cam kulelerde dört dörtlük yaşatmak için okyanus ötesi işgallere çıkanlara ne demeli?

 

İşgal orduları üçüncü dünya yoksul insanlarının ümüğünü sıkarken olan bitene ses çıkarmayan Avrupa ve Amerika yurttaşlarının vicdanı neden kurşun grisi?

 

Henüz Mehmet Altan’ın Küresel Vicdan kitabını alıp okumadım. Okuyunca vicdan hakkındaki açılımın ne olduğunu siz okurlarımla paylaşacağım.

Ancak söylemeliyim ki vicdanı bireysellikten çıkarıp, milliyetçilikten uzaklaştırıp hümanizm perspektifinden ele alarak evrensel bir vicdan örgüsüne doğru yol alındığıdır.

 

Bize devrimci öğretiyi anlatan ağabeylerimiz Sosyalizm içinde sınırların olmayacağı bir dünyadan söz etmiştilerdi. Ve onlar bu düşüncelerinden dolayı 141 ve 142 gibi yasalarla mahkûm edilmiş, tutukevlerine alınmış, işkencelerden geçirilmişti.

 

Prof.Dr. Mehmet Altan Küresel vicdana televizyon söyleşisinde şöyle bir örnek sunmuştu:

 

“Dünyanın her hangi bir yerinde bir deprem esnasında felakete maruz kalan insanlar bireysel düşünmeyecek. Benim akrabalarım, çocuklarım demek yerine bütünü düşünebilecek yetkinliğe erişecek.”

 

Altan’ın bu öngörüsü insanın doğuştan itibaren getirdiği sezginin, algılama gücünün ve refleksinin çok üstünde bir güce erişmesi, olgunlaşması gerek diye düşünüyorum.

 

Küresel vicdanın mistizm veya hümanist boyutunu Anadolu’ya; sevgi, kardeşlik ve birliktelik mesajları yazan bilgeler anlatmışlardı. Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre küresel vicdanın öncüleri olarak düşünülebilir.

 

Dilerim Mehmet Altan Hocanın bu yeni düşünce kavramını yani Küresel Vicdan’ı ülkemizin liderleri de irdeleyip, özümserler.

 

Sayın Altay duru bir göle pırlanta değerinde bir çakıl taşı fırlatıyor. Bakalım dalgaları toplumsal hayatımızı etkileyecek mi ve uluslararası düşünce platformlarında tartışılacak mı?

ŞAHİN AKÇAP, antalyabugun.com

04.11.2011


Bu bölümdeki diğer içerikler için tıklayınız.

E-posta : info@mehmetaltan.com

VB#Turk Yazılım ve Bilgisayar desteği ile sizlere ulaşmaktadır.